Kripto para kanunu yayınlandı ve bir anda ülkemiz ekosisteminin gündemine oturdu. Bu yazımızda yasa tasarısının öngördüğü borsalara yönelik düzenlemeyi yatırımcıların bakış açısıyla ele alacağız. Nedenini sor? Çünkü artık yasa koyucu yatırımcılara borsayı seçme hakkını sunuyor. Ama önce en önemli soruyla başlayalım: Meclis neden böyle bir düzenleme çıkarıyor?
Genel anlamda tasarının amacı blockchain teknolojisini değil, kripto para alım satım işlemlerini düzenlemek. Bugüne kadar ülkemizde kripto para alım satım platformlarında 10 milyona yakın kullanıcı bulunuyor. Kullanıcı sayısı nüfusa oranla oldukça fazladır. İstatistiklere göre ülkemiz kripto para benimseme ve yatırımcı oranı açısından ilk sıralarda yer alıyor. Koşullar göz önüne alındığında yasa koyucunun bu kadar çok kullanıcısı olan bir piyasayı düzenlemesi son derece normaldir. Ayrıca ülkemizin Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gri listesine dahil edilmesinin sebeplerinden biri olarak kripto para alım satım işlemlerinin denetlenmemesi gösteriliyor. Konuyla ilgili çıkarılan ilk mevzuatı daha önce linkteki yazımızda incelemiştik. Gelelim hesaba:
Tasarıya baktığımızda ilk dikkatimizi çeken şey kripto para hizmet sağlayıcısının tanımı oluyor. Kanun koyucu, kripto para hizmet sağlayıcılarını “Bu kanuna dayanılarak çıkarılacak düzenlemelerde kripto para birimlerinin ilk satışı veya dağıtımı dahil olmak üzere kripto para saklama hizmeti veren platformlar, kripto para saklama hizmeti veren kuruluşlar ve kripto para ile ilgili hizmetleri sağlamakla görevli diğer kuruluşlar” olarak tanımlıyor. Bu tanımın başında yer alan platformlar” ifadesi, merkezi olmayan borsaların da kripto para hizmet sağlayıcısı olarak yasal düzenlemeye dahil edilmesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle okuyacağınız tüm düzenlemelerin merkezi olmayan borsalar için de geçerli olduğunu göz ardı etmeyin.
Tasarı, kripto para birimi hizmet sağlayıcılarının lisans gerekliliğini düzenliyor. Lisanslama gerekliliği, borsaların büyük bir denetim ve inceleme sürecinden geçeceği anlamına geliyor. Günümüzde denetim, başta borsalar olmak üzere hizmet sağlayıcılar için çok önemli bir zorunluluktur. Çantaların sadece mali ve hukuki açıdan değil, teknolojik açıdan da teknik denetime tabi tutulacağını belirtelim. Böylelikle ülkemizdeki yetkili borsalar hem ağır mali hem de teknik yükümlülüklerini yerine getirerek güvenlerini tazeliyorlar.
Kripto para piyasası oldukça değişken ve riskli bir pazardır. Bu durumun nedenlerinden biri de manipülasyon yani piyasayı bozan eylem ve işlemlerdir. Tasarı aynı zamanda borsalara piyasayı bozan eylem ve işlemleri doğrulama ve tanımlama yükümlülüğü de bırakıyor. Elbette ülkemizdeki yetkili borsalar da artık bu tür işlemleri tespit edebilecek ve bu konuda yükümlülüklerini yerine getirebilecek.
Yetkili borsalarda işlem yapanlar muhatap bulacak
Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca yetkili yatırım kuruluşları, yatırımcıların varlıklarını saklama ve teslim etme yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle zarara uğramaları halinde, bu zararların belirli bir kısmını Takas Odası'na başvurarak telafi edebilirler. Tasarıda, kripto para borsalarının depolama ve teslimat yükümlülüklerini yerine getirememesi durumunda, kripto para borsalarının yatırımcıların bundan dolayı uğradıkları zararları tazmin edeceği belirtiliyor. Şimdiye kadar ülkemizden lisansı olmayan ve dövizde işlem yapan kişilerin böyle bir hakkı yoktu ancak yasa tasarısının geçmesi halinde Türkiye'nin lisans verdiği borsalarda işlem yapan kullanıcılar artık muhatap bulabilecek. borsa nedeniyle varlıklarını kaybetmeleri durumunda. Buna ek olarak tasarı, borsaların kripto para saklama hizmetleri sağlamasına yönelik önemli gereklilikleri de içeriyor ve böylece yatırımcıların güvenliği ön planda tutuluyor.
Kripto para borsalarına yönelik tasarıda yer alan diğer düzenlemeler kısaca şöyle:
Hizmet sağlayıcıların yani borsaların gelirlerinin yüzde 1'i ilgili yılın Mayıs ayına kadar TÜBİTAK bütçesine, yüzde 1'i ise Sermaye Piyasası Kurulu bütçesine ödenerek gelir kaydedilecek. Borsaya kote edilecek projelerin sorumluluğu borsalarda olacak ancak bu duruma ilişkin genel kriterleri SPK ve TÜBİTAK belirleyecek. Borsalardaki kripto varlıklara genel yaptırım yoluyla el konulabilir. Bahsettiğimiz bu konuların yanı sıra daha birçok düzenleme bulunmaktadır. Ancak Türkiye'de lisanslı borsaların bahsettiğimiz konularda bu kadar ağır sorumluluk almamasının yanı sıra ülkemizden yabancı borsalara yani Türk lisansına sahip olmayan borsalara erişim kapatılmamaktadır. .
Şimdi en önemli soruya geliyoruz: Kanun koyucu, yabancı para birimlerinin kullanımını yasaklamamasına rağmen neden Türkiye'de lisansı bulunan borsalara bu zorunlulukları getiriyor?
Türkiye'de lisans verilecek borsaların kanunda sıralanan sorumlulukları üstlenmek istemesinin nedeni çok açık: Yatırımcı tazminatı. Ülkemizde yetkili borsalar yukarıda belirtilen yükümlülüklerle yatırımcının hukuki muhatabı olacak ve hukuki uyuşmazlıklarda yatırımcı haklarının çerçevesi daha net bir şekilde ortaya konacaktır. Dolayısıyla yatırımcılara güven verecektir. Ülkemizde lisansı almayan borsalar bu güveni sağlamaktan uzak olacaktır. Özetle kanun koyucu, yatırımcılara işlemleri için borsayı seçme hakkı sunmakta ve bu seçimin sonucunda hukuki uyuşmazlıklarda uygulanacak hukuk rejiminin çerçevesi ortaya çıkmaktadır.
Yatırımcılar karar verecek
Matris Serinin ilk filminde çok meşhur bir sahne vardır: Neo, Morpheus'un karşısına oturur ve Morpheus, Neo'ya biri kırmızı diğeri mavi iki hap gösterir. Morpheus Neo'dan bu haplardan birini seçmesini ister. Kanuna göre yatırımcının tam olarak bu seçimi yapması gerekiyor. Yasal düzenlemelere uyum sağlayan, bu düzenlemeler sayesinde mali sorumluluk alan, Türkiye'de ofis açan ve Sermaye Piyasası Kurulu'ndan lisans alan borsaların vaat ettiği en önemli şey güvenlik olacaktır. Lisanslı borsalar personel istihdam edecek ve bu güvenliğe yatırım yapacak. Lisanssız yabancı borsalar Türkçe içerikli yayın yapamayacak ve Türk kullanıcılara reklam veremeyecek. Türk kullanıcılar hâlâ kayıt olup işlem gerçekleştirebilecek ancak yasal muhatap bulmakta zorluk yaşayacak. Yatırımcı ülkemizde yetkili borsaları kullanmayı tercih ettiği takdirde kanunların sağladığı hukuki olanaklardan yararlanabilecektir.
Buna göre kripto para kanunu yasalaştığında yasa koyucu yatırımcılara seçim hakkı sunacak. Kırmızı hap mı, mavi hap mı?