Madenci yakınları anlatıyor: ‘İşçiler birkaç haftadır gaz seviyesinin yüksek olduğunu söylüyordu’
Fundanur Öztürk | Bartın-Amasra, BBC Türkçe

Kaynak, Getty Images
Amasra’da maden ocağında meydana gelen ve 41 kişinin yaşamını kaybetmiş olduğu patlamanın üstünden dört gün geçti. Cenazeler kaldırıldı, hayatta kalan madencilerin savcılık ifadeleri alınmaya başladı. Hakkaniyet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bu vaka tüm yönleriyle soruşturulacak ve aydınlatılacaktır. Kafalarda ne kadar sual var ise bunların hepsinin cevabı bu soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır” dedi.
Halkın bir araya gelmiş olduğu cenaze evlerinde artık patlamanın nedenlerine dair senaryolar konuşuluyor ve uğradığımız her evden aynı isyan yükseliyor:
“Bu patlamanın olabileceği biliniyordu.”
Yaşamını kaybeden üç madencinin BBC Türkçe’ye konuşan aileleri; ölen yakınlarının birkaç haftadır kendilerine maden ocağındaki gaz seviyesinin yükseldiğini söylediklerini söyledi.
Genel Maden İş Sendikası ise BBC Türkçe’ye yapmış olduğu açıklamada, “Belirttiğiniz yönde bir duyumumuz, işçi arkadaşlarımız tarafınca sözlü yada yazılı hiçbir problem sendikamıza iletilmemiştir” dedi.
Maden ocağındaki yangın 3 gün sonrasında büyük oranda denetim altına alındı ve patlamayı soruşturmakla görevlendirilen altı savcı tanıkların ifadelerini almaya başladı.
İlçedeki yas atmosferini adım attığımız her yerde hâlâ hissediyoruz sadece ilk günlerden değişik olarak, patlamanın sebebine dair sorgulamaların halk içinde daha sesli konuşulduğuna tanık oluyoruz.
Pek oldukça insanoğlunun aklında aynı sual bulunuyor: Madendeki metan gazı seviyesi ne kadardı ve bu gaz iyi mi zamanında tespit edilemedi?
Ahatlar köyünde, yaşamını kaybeden üç madenci Şaban Yıldırım, Okan Akgün ve Mehmet Bulut’un aileleri; ölen yakınlarının kendilerine birkaç haftadır madende gaz seviyesinin yükseldiğini söylediklerini söyledi.
Aileler, madencilerin bu koşullarda çalışmaktan korktuklarını amirlerine ilettiğini sadece “Maden ocağı esasen bakıma girecek, bir süreliğine parasız izne ayrılacaksınız, o zamana kadar çalışın, bir şey olmaz” yanıtını aldıklarını iddia ediyor.
İşçilerin ölmeden ilkin dile getirmiş olduğu bu iddianın, yetkili sendika Genel Maden İş Sendikası’na ulaşıp ulaşmadığını yönelttiğimiz sendika yetkilileri ise “işçilerin sendikaya bu şekilde bir sorundan bahsetmediğini” söylemiş oldu.
BBC Türkçe’nin iddiaları yazılı olarak sordurulmuş olduğu Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) haber yayımlanana dek iddialara yanıt vermedi.
TTK 15 Ekim’de yayımladığı basın açıklamasında, “Kurumumuzdaki tüm müesseselerimizde maden iş sağlığı ve güvenliği kurallarına sıkı sıkıya riayet edilerek üretim yapılmaktadır” ifadelerini kullanmıştı.
‘Giriyoruz, çıkıyoruz fakat yaşantımız tehlikede’
Patlamada yaşamını kaybeden madenci Şaban Yıldırım 27 yaşındaydı ve eşi Sena Yıldırım ikiz bebeklere hamileydi.
Yıldırım’ın yakını kahveci Rıfat Akgül, patlamadan iki hafta ilkin Yıldırım’ın kendisiyle dertleştiğini ve madendeki sorunları anlattığı söylüyor:
“Şaban dükkâna geldi, ‘Abi sorun var, işler oldukça zor, rahat çalışamıyoruz’ dedi. Ne bakımdan oğlum dedim? ‘Ne bileyim abi, giriyoruz çıkıyoruz fakat yaşantımız tehlikede’ dedi.
“Çocuklar esasen içeride gaz sıkıntısı olduğunu amirlerine söylemişler fakat ‘devam edin, çalışın’ yanıtını almışlar. Şaban bana, ‘Çavuşlara, düzen amirlerine de söyledik, Kasım ayında iki galeriyi kapatıp bakıma alacaklarmış, bizi 15 gün izne ayıracaklarmış’ dedi.
“Oğlum Kasım’a kadar kim öle kim kala, bir an ilkin bu problemi halletsinler, dedim. Fazla sürmedi, cuma günü bu vaka patladı.”
BBC Türkçe’ye konuşan Şaban Yıldırım’ın eşi ve kayınvalidesi de ölmeden yedi gün ilkin Yıldırım’la aralarında aynı diyaloğun geçtiğini konu alıyor.
Eşi Sena Yıldırım, “Metan gazı var şeklinde gözüküyor diyordu, ona karşın çalışmaya devam etti” diyor.
Yıldırım’ın kayınvalidesi Nesrin Akkuş da “Kısaca şunu anlıyoruz ki bizim çocuklarımız pisi pisine gitti” diyerek konu alıyor:
“Vefat etmeden yedi gün ilkin ya var ya yok, evde oturuyorduk. Şaban ‘Tüm işçileri dışarı çıkartıp orayı temizleyecekler’ dedi bizlere. Toptan temizlik yaptılar, fakat evlatlarımızı temizlediler.
“Benim yavrum asla korkmadan gitti. Fakat elleri bu şekilde olmuş (ellerini önünde birleştiriyor), kim bilir çocuklarına sarılmak istiyordu, iki tane evladı doğacak.”
Madende metan gazı seviyesinin yüksek ölçüldüğü sadece işçilerin buna karşın çalıştırıldıkları iddiasını Mehmet Bulut ve Okan Akgün’ün ailelerinden de dinliyoruz.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası (MMO) ise 16 Ekim’de yapmış olduğu basın açıklamasında, kazadan sonrasında yetkililerden data ve belgeleri istediklerini sadece yasak olduğu nedeni öne sürülerek bunların kendileriyle paylaşılmadığını söylemiş oldu.

Kaynak, Sena Yıldırım
MMO: Kadrolaşma, liyakatsiz atamalar…
Grizu patlamasının sebebine dair “gaz seyretme sistemi” verilerine ulaşamadıklarını belirten Maden Mühendisleri Odası, “Metan sensörünün eleştiri seviyede uyarı verip vermediği, verdiyse ne çeşit önlemler alındığı, uyarı vermediyse sebeplerinin incelenmesi gerekmektedir” notunu düştü.
Bununla beraber MMO, madenlerdeki grizu patlamalarının “önlenebilir” özellikte kazalar bulunduğunun altını çizerek “Madencilik bilim ve teknolojisi grizu patlamalarını önleyecek data birikimine ve deneyimine haizdir” dedi:
“Siyasetin bürokrasiye müdahalesi sonucu oluşan kadrolaşma, liyakatsiz atamalar ve mühendislerin yetki ve sorumluluklarının kafi ve doğru belirlenmemiş olması; yukarıda sıralanan sayısız soruna niçin olmuş ve ne yazık ki bu facia meydana gelmiştir.
“Yaşanmış olan bu kazanın hukuki ve cezai sorumlulukları geçmişte olduğu şeklinde birkaç maden mühendisi meslektaşımıza yüklenmemelidir.”
Yetkili sendika Genel Maden İş: İşçiler bizlere bu sorunlardan bahsetmedi
İşçilerin ölmeden ilkin dile getirmiş olduğu bu iddiayı, maden ocağındaki yetkili sendika olan Genel Maden İş Sendikası’na sorduk.
Sendika’nın açıklaması şöyleki:
“Belirttiğiniz yönde bir duyumumuz, işçi arkadaşlarımız tarafınca sözlü yada yazılı hiçbir problem Sendikamıza iletilmemiştir.
“Sendikamızın iş sağlığı ve güvenliği açısından yüksek hassasiyeti bilinmektedir. Hiçbir arkadaşımızın riskli koşullarda çalışmasına göz yummamız söz mevzusu dahi olması imkansız.
“Maden ocaklarımızda üç vardiya halinde çalışılmaktadır. Eğer gaz ile ilgili bir problem var ise bundan öteki vardiyalarda çalışan arkadaşlarımız da etkilenecektir. Eğer bu şekilde bir durum söz mevzusu ise öteki vardiyalarda çalışan arkadaşlarımızın da soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulacak, soruşturma sonucu saydam şekilde kamuoyuyla paylaşılacaktır.”
Kazanın peşinden ocaktan sağ ve yaralı olarak kurtarılan madencilerin de soruşturma kapsamında ifadelerinin ne olursa olsun alınacağını söyleyen sendika, “Asla kuşku yok ki kaza ile ilgili soruşturma içinde bu iddialar da araştırılacak ve açıklığa kavuşturulacaktır” dedi:
“İşçi arkadaşlarımızdan Sendikamıza iletilen her türlü iş güvenliği problemi ve çekincesi, kadromuzda bulunan maden mühendislerimizce yerinde incelenmekte, bir risk durumunda kurum yetkilileri uyarılmakta ve probleminin ortadan kaldırılması istenmektedir. Mesele ortadan kaldırılmaz ise yasa gereği işten kaçınma hakkını kullanmakta tereddüt edilmez.”

Kaynak, Sena Yıldırım
BBC Türkçe’nin konuşmuş olduğu madenciler ve maden mühendisleri, teoride maden ocaklarındaki metan gazı seviyesinin tertipli olarak, insan hatasına bırakılmadan ölçüldüğünü ve yalnız ortamdaki metan gazı yüzde 1-1,5 seviyesi ve altındayken dinamitleme yapılabildiğini söylüyor.
Röportaj yaptığımız aileler, işçilerin madendeki metan gazı seviyesinin yüzde 2’yi bulduğunu fakat gene de çalıştırıldıklarını iddia ediyor.
Mehmet Bulut’un babası Ali Bulut, oğlunun madenden kurtulmasını beklerken, o madende çalışan bir başka madencinin kendisine, “Metan gazı seviyesi 2’ye gelmişti fakat bizi hâlâ çalıştırıyorlardı” söylediğini konu alıyor:
“Aslına bakarsan bir süredir ocakta metan gazının olduğunu söylüyorlardı çocuklar. ‘Arada bazı değerler yükseliyor’ diyorlardı. Fakat zorunlu olarak girip çalışıyorlardı.
“Orada evlatları beklerken içeriden çıkan bir madenci bizlere şöyleki söyledi: Metan gazının yüksekliği 1,5’ta çekince arz ediyormuş, 2’de olduğu süre dahi çalıştırmışlar evlatları orada.
“Birkaç gün ilkin madencinin biri kazmayı vurmuş ve tarafındaki yetkiliye, ‘Gel bak, gel sen çalış burada’ demiş. Oradaki metan gazının yüksek olduğunu görmüşler. Bir şey olmaz hesabına çalıştırmışlar.”
Ölmeden ilkin Şaban Yıldırım ile konuşan Rıfat Akgül de, “Oranın gaz seviyesinin 2’ye gelmemesi gerekiyormuş fakat 2’ye yaklaştığı halde mühendis, ‘bir şey olmaz, çalışmaya devam edin’ demiş. Bunu da Şaban söyledi” diyor.
Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, “bu patlama yaşandığına nazaran ortamdaki metan gazı seviyesinin yüzde 4-14 içinde olduğunu” söylüyor sadece kati bir şey söyleyebilmek için metan gazı izlem verilerine bakmak icap ettiğini belirtiyor.
Ayhan, mevzuat gereği metan gazı seviyesi yüzde 1,5’ten sonrasında maden ocaklarında elektriklerin kesildiğini, yüzde ikiden sonrasında ise ocağın terk edilmek zorunda olduğunu söylüyor.
Ocağın bakıma alınacağı iddiasıyla ilgili olarak ise esasen ocakların devamlı, üretim devam ederken bakıma alındığını söyleyen Ayhan, madencilikte “ocakta üretimin durdurulup bakıma alınması” şeklinde bir uygulamanın olmadığını kaydediyor.
Ayhan, tıpkı Sayıştay raporunda anlatılan şeklinde, yerin derinliklerine indikçe metan gazı seviyesinin arttığını sadece bundan kaynaklı patlamaların kesinlikle önlenebileceğini değerlendiriyor:
“Muhtemelen metan kaynağının yönetiminde, ateş kaynağının yönetilmesinde problem olduğunu düşünüyoruz. Fakat işçinin bir hatası değil de sistemli bir hata olduğunu düşünüyoruz. Soma’da Ermenek’te gördük, bu vakalar bir iki mühendisin üstüne yıkılıyor. Aslına bakarsak oldukça daha büyük, sistemsel problemler yaşanıyor.”
TTK: Maden iş sağlığı ve güvenliği kurallarına sıkı sıkıya riayet edilerek üretim yapılmaktadır
TTK 15 Ekim’de yapmış olduğu basın açıklamasında, 2019 yılındaki bir Sayıştay raporuna baz alan bazı haberlerle ilgili olarak şunları kaydetti:
“2019 senesinde piyasaya çıkan Sayıştay raporuna atıfta bulunularak meydana getirilen haberlerde, çalışan damarların tamamında gaz içinde ne olduğunun yüksek olduğu ifade edilmektedir. Söz mevzusu haberlerde kömürün içinde yer edinen metan gazı ‘Çalışılan ortamdaki havada yüksek metan gazı tespit edildi’ şeklinde lanse edilmektedir.
“Söz mevzusu bu ifade tamamen yanlıştır. Ocak içindeki havalandırma ile kömürün bünyesindeki metan gazı birbirinden değişik konulardır. Dolayısıyla bu durum iş sağlığını ve güvenliğini etkileyen bir durum değildi. Öte taraftan Kurumumuzdaki tüm müesseselerimizde maden iş sağlığı ve güvenliği kurallarına sıkı sıkıya riayet edilerek üretim yapılmaktadır.”
Hakkaniyet Bakanı Bekir Bozdağ ise patlamayla ilgili lüzumlu tahkikatların sürdüğünü deklare etti:
“Amaç maddi hakikati tüm gerçekliğiyle ortaya çıkarmaktır. İhmal, kusur, eksiklik ne var ise bu kim yada kimlerden kaynaklanıyorsa hukuk bunlarla ilgili gereğini yapmış olacaktır. Buradan asla kimsenin endişesi ve tereddüdü olmasın.
“Olayın ilk duyulduğu andan itibaren Cumhuriyet Başsavcılığımız harekete geçmiştir. Hem adli soruşturma başlatmış hem de adli tıptan görevlendirilen, takviye uzmanlarla buradaki emek harcamalar koordine edilmiştir.”
Yoruma kapalı.