Herhangi bir sebeple nikah kıyılması kabul edilemez
Bakan Yanık, bir otelde düzenlenen “16. Hanıma Yönelik Sertlik İzleme Komitesi Toplantısı”nda konuştu.
Hanıma yönelik şiddetin bir süreç ve gündem meselesi bulunduğunu belirten Yanık, hanıma yönelik şiddetin tüm hanımefendiler kendilerini güvende hissedinceye, bu probleminin öznesi olmaktan çıkıncaya kadar gündemde yer alacak bir sorun bulunduğunu söylemiş oldu.
Buna ilişkin mücadelenin topyekun yürütülmesi icap ettiğini ifade eden Yanık, mevzunun siyasetin malzemesi haline getirilmemesi icap ettiğini kaydetti.
Yanık, bu mevzuda yaptıkları işten oldukça güvenli olduklarını belirterek, “Meselenin boyutlarının, mücadelemizin farkındayız. Fakat sorun oldukça boyutlu, oldukça geniş ve her kesimin, her katmanın; sivil toplumundan akademisine, toplumsal grupların değişik kesimlerinden kamu kurum ve kuruluşlarına, vatandaşın kendisinden evinin içindeki tutumuna kadar her insanın hakikaten topyekun taraf olması ihtiyaç duyulan bir sorun. O yüzden siyasal bir irdelemenin, siyasal bir mücadelenin aracı etmeyelim.” diye konuştu.
Hanıma yönelik sertlik ve çocuk istismarı üstünden ithamlarla siyaseten yol almayı beklemenin en ilkin ufaklıklara, aileye, topluma zarar vereceğini ifade eden Yanık, “Bizim itirazımız buna. Yoksa meselenin konuşulmaması değil. Konuşmadığınız bir şeyi çözemezsiniz de.” dedi.
– “KADINA YÖNELİK ŞİDDET ÖNCELİKLİ VE KRİTİK ÇALIŞMA ALANLARIMIZDAN”
Yanık, hanıma yönelik şiddetin, bakanlığının öncelikli ve eleştiri emek harcama alanlarından biri bulunduğunu söylemiş oldu.
Şiddetin önlenmesine yönelik emek harcamaları en başından beri dizgesel ve etkili şekilde yürütmeye çaba ettiklerini bildiren Yanık, şöyleki devam etti:
“Geçtiğimiz 20 yılda mühim mesafeler katettik. Şiddetle mücadelemiz tek bir hanım dahi sertlik mağduru olmayıncaya kadar devam edecek. Bu bakışla, şiddetle mücadelenin kuvvetli bir şekilde yürütülebilmesi için altyapı oluşturulmasına hususi bir duyarlılık gösterdik. ‘Şiddetle mücadelemizde mühim mesafeler katettik’ dediğimizde bazı çevreler bu ifadeyi sanki ‘Şiddetle savaşım bitti. Artık Türkiye’de hanıma yönelik sertlik vakası yok’ demişiz benzer biçimde değerlendirmeye ve onun üstünden bazı cümleler kurmaya derhal başlıyorlar. Muhtemelen bu cümleden sonrasında da olacak. Her düzeyde Sayın Cumhurbaşkanı’mızın en kuvvetli, en emin şekilde ifade etmiş olduğu, bizlerin de o perspektif çerçevesinde üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalıştığımız bir şekilde söylediğimiz şey şu: ‘Hanıma yönelik şiddetle mücadelede sıfır hoşgörü.’ Bir tek hanım dahi bu şekilde bir sertlik mağduru olmayıncaya kadar bugün yürüttüğümüz mücadeleyi aynı kararlılıkla ve aynı ısrarla yürütmek mecburiyetinde sayarız.”
– “2023 BAŞINDA VERİ ENTEGRASYON SÜRECİNİ TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Bakan Yanık, sertlik mağduru bayanlara yönelik gizlilik kararlarının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Veri Tabanına elektronik ortamda aktarılması amacıyla İçişleri Bakanlığı ile veri entegrasyonu protokolü imzaladıklarını hatırlatarak, 2023 başlangıcında veri entegrasyon sürecini tamamlamayı hedeflediklerini bildirdi.
Şiddete giden yolları kapatmanın birçok mağduriyetin önüne geçtiğini söyleyen Yanık, “Şiddetle mücadelede mağdurun yanında olmak bir mesuliyet. Fakat daha önemlisi o mağduriyetlerin asla oluşmamasını sağlamaktır. Bu anlamda hanıma yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin eleştiri noktalardan biri koruyucu ve önleyici hizmetlerdir.” dedi.
Yanık Adana, Antalya, Bursa, İstanbul, İzmir, Konya ve Şanlıurfa’da birer ŞÖNİM daha açarak, merkez sayısını 89’a yükselteceklerini söylemiş oldu.
Hanıma yönelik şiddetle savaşım kapsamında gerçekleştirdikleri eğitimlerle bugüne dek 1 milyon 415 bin 277 er ve erbaş, 75 bin kamu görevlisi, 106 bin 389 din görevlisi, 195 bin 693 sıhhat görevlisi, 359 bin 33 öğretmen, 457 bin 24 kolluk görevlisi olmak suretiyle toplam 2 milyon 608 bin 416 kişiye ulaştıklarını özetleyen Yanık, 2022 içinde 81 ilde 18 bin 212 mahalle muhtarının, hanıma yönelik şiddetle savaşım farkındalık seminerlerine katıldığını dile getirdi.
– “ŞİDDETLE MÜCADELEDE POLİTİKA HAZIRLAMA VE UYGULAMA REHBERİ’Nİ HAZIRLAYACAĞIZ”
Önleme, Müdahale ve Siyaset Boyutlarıyla Türkiye’de Hanıma Yönelik Sertlik ve Kovid-19 Salgını Tesirleri Araştırması’nın veri toplama çalışmalarını tamamladıklarını aktaran Yanık, araştırma kapsamındaki bazı ön bulgulara ilişkin şu detayları verdi:
“Şiddete ve şiddetle mücadeleye yönelik farkındalığın hem adam hem de hanım için yüksek bulunduğunu görüyoruz. 6284 sayılı kanun ve bu kanunla düzenlenen önlem kararları ile kurumsal mekanizmaların bilinir olması, hanımefendilerin korunması açısından mühim bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Hanıma karşı şiddete yönelik risk haritalaması kapsamında hem sertlik riskinin illere bakılırsa haritalamasını hem de hizmet modellerimizin haritalamasını gerçekleştirdik. Sertlik risk haritasının son üç senelik değerlerine baktığımızda ‘sunulan hizmet artış eğiliminin sertlik oranlarından daha yüksek olduğu’ bulgusu da raporun ön neticelerinden birisi.”
Şiddetle mücadelenin 2023’te de mühim gündemlerden biri olacağını vurgulayan Yanık, kamu kurumları ve mahalli yönetimlerin politikalarında yol gösterici olmak suretiyle “Şiddetle Mücadelede Siyaset Hazırlama ve Uygulama Rehberi”ni hazırlayacaklarını açıkladı.
Yükseköğretim Kurulu ile hanıma yönelik şiddetle mücadelede üniversitelerin görevi ve katkısını daha da çoğaltmak istediklerine işaret eden Yanık, şöyleki konuştu:
“Bu kapsamda ‘Akademide Hanım Buluşmaları’nın ilkini bu yıl düzenlemiştik, gelecek yıl da devem etmeyi hedefliyoruz. Ek olarak, sertlik uygulayanlara sunacağımız destek hizmetlerini, yapılandırılmış yeni hizmet modelini içeren bir projeyle 2023 senesinde hayata geçireceğiz. Sertlik Uygulayanlara Yönelik Oldukça Yönlü Toplumsal Hizmet Modeli Oluşturulması projemiz kapsamında, modüler psiko-sosyal destek ve müdahale programları ile kurumsal sorumluluklar ve iş süreçlerine yönelik hizmet modülleri hazırlamayı hedefliyoruz. Söz mevzusu programı uygulayacak personel eğitimlerini de temel ve ileri düzeyde tamamlayarak, ülke genelinde temel standartları belirlenmiş, sertlik uygulayanların risk ve gerekseme durumlarına uygun etkin bir toplumsal hizmet modelini hayata geçirmeyi planlıyoruz.”
Yanık ek olarak, mevzuyla ilgili ihtisaslaşmış kuruluşlarda sunulan hizmetlerin kalite ve etkinliğini çoğaltmak amacıyla meslek elemanlarına yönelik eğitim faaliyetlerine devam edeceklerini, kolluk mensubu, yargı mensupları, öğretmenler ve sıhhat personeline yönelik farkındalık faaliyetlerini de ek olarak sürdüreceklerini aktardı.
– “KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE ETKİN MÜCADELEMİZE KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ”
Bakan Yanık, ortaöğretim kurumlarındaki ve KYK yurtlarındaki öğrencilere yönelik farkındalık emek harcamaları gerçekleştireceklerini söylemiş oldu.
Hanıma yönelik siber şiddetle savaşım ve webin güvenli kullanımına yönelik hususi içerikler hazırlayacaklarını aktaran Yanık, şunları kaydetti:
“2008 ve 2014 yıllarında gerçekleştirdiğimiz Türkiye’de Hanıma Yönelik Aile İçi Sertlik Araştırması’nın üçüncüsü için ön hazırlıklarımızı 2023 senesinde tamamlayıp, araştırmayı 2024’te tamamlamayı hedefliyoruz. Hanıma yönelik sertlik, tek bir kurum ve kuruluşun müdahalesi ve mücadelesiyle sona erdirilecek bir problem değil. Köklü ve gerçekçi bir şekilde etkin mücadelenin sağlanması için ilgili bakanlıklar, kamu kurum kuruluşları, sivil cemiyet, medya ve {özel sektör} benzer biçimde birçok tarafın eşgüdüm içinde hareket etmesini gerektiren bir sorun. Yaşadığımız tecrübelerden hareketle hanıma yönelik şiddetle etkin mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz.”
– “6 YAŞINDA BİR ÇOCUĞUN HERHANGİ BİR GEREKÇEYLE NİKAHININ KIYILMASI KABUL EDİLEMEZ”
Bakan Yanık, 6 yaşındaki çocuğa istismar iddialarına ilişkin, “6 yaşlarında bir çocuğun herhangi bir gerekçeyle, herhangi bir sebeple, hele o güzel dinimizi vesile kılarak evlendirilmesi, nikahının kıyılması kabul edilemez. Bunu asla bizim herhangi bir şekilde kabul etmemiz mümkün değil ki en üst düzeyde de Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ifadeleriyle de bu tutumu reddettiğimizi ifade ettik.” dedi.
“Tarafların kimliğiyle, tarikatmiş, cemaatmiş, şahısmış, efendim işte oymuş, buymuş buralara bakmayız. Bizim için korunacak kıymet çocuksa çocuktur, kadınsa, sertlik mağduruysa odur. Onu alır ve koruruz. Nitekim bunu yapmışız.” diyen Yanık, asla hiç kimseye yönelik ayrıcalıklarının ve borçlarının bulunmadığını belirtti.
Yanık, şöyleki devam etti:
“Bizim borcumuz milletimizedir. Milletimizin mağdurlarınadır ve bu borcu da ödeyebilmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bu vaka özelinde baktığımızda, öncelikli olarak ‘Hiçbir şey yapmadınız’ diyen bazı çevrelerin sonrasında mağdurun bakanlığımız kurumlarında gizliliğinin son aşama dikkatli bir şekilde sağlanarak, can güvenliğinin temin edilmiş olduğu, bakımının temin edilmiş olduğu, psikososyal desteğinin temin edilmiş olduğu ortaya çıkınca bu sefer süreç eleştirisine dönerek ‘O vakit iki senedir şunu niye yapmadınız?’ diye bakanlığımızla hiçbir ilgisi olmayan bazı mazeretleri öne sürmelerine biz şaşırmıyoruz. Biz bunların bu tavırlarına alışığız. Fakat bu mağdurlara katkı elde eden bir tavır değil. Bu mücadeleye katkı elde eden bir tavır değil. Bu ortadaki meselelerin çözümüne katkı elde eden bir tavır değil.”
Davanın açıldığı ve kendilerine suç duyurunda bulunulduğu andan itibaren davaya müdahil olduklarını aktaran Yanık, “Daha ilkin toplumsal hizmet desteği olarak sürdürdüğümüz sorumluluğumuzu şimdi hukuki destek olarak da sürdürüyoruz. Dosyaya ibraz ettiğimiz taleplerimiz çerçevesinde hem sanıkların tutuklu yargılanması noktasında hem de duruşmanın öne alınması noktasındaki taleplerimiz sayın mahkeme tarafınca da kabul ve karşılık görmüş oldu.” diye konuştu.
Bakan Yanık, mağdurun korunmasından başka hiçbir kaygıları olmadığını açıkladı.
Yoruma kapalı.