Çin Komünist Partisi kongresinden ülke ekonomisine dair neler öğrendik?

Çin’in ekonomisine dair kongreden neler öğrendik?

Kaynak, Reuters

Çin Komünist Partisi’nin Pazar günü biten kongresiyle Şi Jinping üçüncü dönemine başladı.

Hem de ülkenin siyasal açıdan en kuvvetli ikinci adı, başbakan seçilmesiyle Li Qiang oldu.

Böylece Li’ye ülke ekonomisini yönetme görevi verildi.

BBC’nin iktisat muhabiri Annabelle Liang, Çin Komünist Partisi Kongresi süresince dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in mali yapısına dair nelerin ortaya çıktığını kaleme aldı.

Yavaş gelişme

Kurultay esnasında açıklanması ertelenen Çin ekonomisinin gelişme rakamı üçüncü çeyrekte yüzde 3,9 olarak geldi.

Her ne kadar bu veri Batı ekonomilerine kıyasla iyi bir sayı olsa da Çin’in senelerdir sürdürdüğü gelişme verisinden oldukça daha düşük.

Hem de 2022 yılı için Mart ayında saptanan yüzde 5,5 oranındaki büyümenin başarılmasını da zorlaştırıyor.

BBC’ye konuşan Singapur Ulusal Üniversitesi’nin Doğu Asya Enstitüsü’nden Bert Hofman, “20. Parti Kongresi ekonomik politikaların gidişatına dair bir yön göstermedi. Çin’in arzuladığı büyümenin yeni ekonomik yaklaşımla gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği görülecek” dedi.

Kuvvetler ayrılığı zayıflıyor

Şi’nin yeni politbüro seçimleri sadakati tecrübeye tercih ettiğini gösteriyor.

Ülkenin ikinci kuvvetli adı haline gelen Li Qiang’in merkezi hükümette emek harcama tecrübesi olmasa da Zhejiang bölgesi ve Şanghay’ın mahalli iktisat yönetimlerinde çeşitli görevler üstlenmişti.

Bilhassa de Şanghay’da yer edinen büyük Tesla fabrikasının kurulmasında mühim bir görevi oldu.

Hong Kong merkezli Hang Seng Bankası’nın Çin ayağında baş ekonomist olarak çalışan Dan Wang, Li Qiang’in güçlü bir Şi destekçisi olmasının karar alma mekanizmasını daha verimli bir hale getireceğini söylemiş oldu.

Economist dergisinin araştırma birimi Economist Intelligence Unit’ten (EIU) Nick Marro ise devlet başkanı ve başbakan arasındaki daha ilkin dengeli olan birlikteliğin zayıflamaya devam edeceğini ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha da zarara uğrayacağını aktardı.

Sıfır Covid politikası devam eder mi?

Kurultay’den ilkin büyümeye zarar veren sıfır Covid politikasının gevşetileceğine dair beklentiler vardı.

Sadece Şi’nin hitabı da dahil olmak suretiyle Kurultay’de üst düzey yetkililerin yaptıkları açıklamalarda bu politikanın pozitif tarafları üstünde duruldu.

Hang Seng Bankası’ndan ekonomist Dan Wang, sıfır Covid politikasının süreceği görüşünde: “Sıfırdan daha yüksek bir olay sayısı görmeye tahammülleri yok.”

ABD’deki Stimson Center fikir kuruluşundan Yun Sun ise bu politikanın zayıflatılacağını düşünüyor: “Çin’in büyümeyi ve ticareti teşvik etmek için açılmayı düşündüğü biliniyor. Denetim ve gelişme içinde bir orta yol bulmaya çalışıyor.”

İki mucize

En büyük endişeler ise Çin’in küresel ekonomiden gittikçe uzaklaştığı yönünde.

Economist Intelligence Unit’ten (EIU) Nick Marro, Çin’in ABD’den uzaklaşmasının en büyük zorluklardan biri olduğu fikriyatında.

Marro’ya bakılırsa ABD’nin uygulamaya başladığı gümrük kontrolleri bir tek Çin’in teknoloji hedeflerine değil bununla birlikte iç piyasadaki teknoloji sektörüne de darbe vuruyor.

Pazar günü yapmış olduğu konuşmada ise Şi, ülkesinin internasyonal ticarete açık kalacağını aktardı.

“Çin, dünya olmadan gelişemez, dünyanın da Çin’e ihtiyacı var” diyen Şi, 49 senedir devam eden düzeltim emek harcamaları yardımıyla süratli ekonomik gelişme ve uzun soluklu toplumsal istikrar benzer biçimde iki mucizeyi yarattıklarını aktardı.

Yoruma kapalı.