Büyük Aile Platformu’ndan LGBT propaganda ve dayatmasına tepki: İnsanlık onurumuzu çalamayacaklar
– Oyuncak dünyasında; eşcinsel evli çiftler, hamile erkekler ve erkeksi kadın figürleri üretilmektedir.
– Sosyal medyada LGBT aleyhine paylaşım yapan hesaplar linç edilerek kapatılıyor; takipçileri yok edildi ve nefret suçlusu ilan edildi.
Acınacak haldeki LGBT bireyler ise sürekli örtünüyor ve görünmez kılınıyor. – Başta gençler ve çocuklar olmak üzere tüm yönleriyle küresel popüler kültür; bireysel yaşam, evlilik dışı ilişkiler, cinsiyet kimliği karmaşası, madde kullanımı, hazcılık, kişisel olmayan-gayri şahsi[1]Cinsiyetsiz, milliyetsiz, vatansız ve ailesiz yaşam tarzlarını teşvik eder. Bu dayatma “Dur!” Nefret söylemiyle söyleyeni damgalamaya çalışan LGBT lobisi; her türlü dini, milli, kültürel ve ailevi değerleri aşağılamaktadır. Tüm bu değerleri ayaklar altına alıp cinsiyetsiz bir dünya yaratmayı amaçlayan “cinsiyet eşitliği” ideolojisini kadın hakları ve eşitlik kisvesi altında sunarak LGBT propagandasını meşrulaştırmaya çalışıyor. Hak, adalet, özgürlük ve eşitlik kavramlarının içini boşaltan LGBT lobisi, “sözde onur yürüyüşü” sloganıyla “namus” kavramını çarpıtarak gençlerimizi kendi propagandasına alet etmek istiyor. “, daha önce içini boşalttıkları, yozlaştırdıkları temel kavramlar gibi. Yurtdışından ve Batılı ülkelerin konsoloslukları aracılığıyla finanse edilen ve bunu açıkça itiraf eden LGBT dernekleri, birçok aileden çocuklarını kesip bu gençleri kendi propagandalarının piyonu olarak sunuyor. Değerli Basın Mensupları, Dikkate alınması gereken en önemli konu; Ülkemizi bölmeyi, onbinlerce insanı öldürmeyi amaçlayan, kana susamış terör örgütlerine her türlü silah desteğini sağlayan yabancı devletlerin LGBT propagandasının da başlıca finansörleri ve destekçileri olduğu bir gerçektir. Çocuklarını dağlara kaçıran, birçok gencimizi uyuşturucuyla zehirleyen terör örgütlerinin ve onlara destek veren yabancı ülke ve kuruluşların bina ve binalarına LGBT paçavraları asması ne büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzun en açık göstergesidir. konsolosluklar Bugün dağlarda kaçırdıkları gençleri sosyal medyanın karanlık sokaklarında kendi sapkın ideolojilerinin militanlarına dönüştürüyorlar. Ülkemiz için sinsi planlar yapan güçlerin stratejileri; Nasıl terör eylemlerine girdi, gençlerimizi uyuşturucuyla zehirlediyse, şimdi de LGBT propagandasıyla çocuklarımızı çalıyor. Parti toplantılarında, miting meydanlarında bölücü terör örgütünün paçavralarını silkeleyenler kendilerine “LGBT Partisi” adını veriyor. Bu siyasi partiler, bölücü terör örgütü paçavrasının yanında LGBT paçavrasını da sallıyor. Mitinglerinde, mitinglerinde hep aynı sloganları atıyor. Çocuklarımızı terör bataklığına sürükleyen, dağlara kaçıran yapılar şimdi de ellerinde LGBT paçavralarıyla çocuklarımızın peşini bırakmıyor. Tehlikenin farkına varmak için başka ne görmemiz, duymamız ve olmamız gerekiyor? Bu propagandanın etkisinde kalan gençlerimiz ne yazık ki ciddi hastalıklar, fiziksel sorunlar ve psikolojik rahatsızlıklarla baş başa bırakılmaktadır. Onlarca yıldır bilimi ve sanatı çarpıtarak meşru zemine oturmaya çalışan LGBT lobisi, dünyanın dört bir yanında bilimsel çalışmaları yok sayıyor veya engellemeye çalışıyor. LGBT yaşam tarzının yol açtığı ciddi hastalıkları, erken ölüm oranlarını, yüksek intihar oranlarını ve ruhsal çöküntüleri örtbas etmeye çalışan LGBT lobisi ne yaparsa yapsın başarılı olamayacak. Bunun en belirgin örneklerinden biri, dünyanın dört bir yanındaki trans bireylerin pişmanlık duydukları için LGBT lobisine isyan etmek için her yıl organize ettikleri Detrans Farkındalık Günü’dür. Bu tehdit sadece ülkemizde değil tüm dünyada aileleri harekete geçirdi. Tehlikeyi siyasi kamp yerleriyle sınırlayamayız. Siyasi vizyonumuz ne olursa olsun, insanlığın varlığına, çocuklarımıza ve geleceğimize yönelik bu tehdide karşı birlikte mücadele etmeliyiz. Toplumdaki kutuplaşma ve siyasi kutuplaşma bizi bu tehdide karşı kayıtsız kılıyor, çocuklarımız ateşe atılıyor, neslimiz yani insanlık yok ediliyor. Tehlikenin boyutlarını anlamak için LGBT lobisinin dokunduğu gençlerimizin sesine kulak verelim. Kendilerinden yaşadıklarını ve dramın boyutlarını duyuyoruz. LGBT lobisinin bireysel hak ve özgürlüklerin arkasına saklanarak Batı ülkelerinde pedofiliye alan açma çabaları da tehlikenin ciddiyetini artırıyor. ABD’de LGBT lobisi propagandasına tüm hızıyla devam ederken dayatmalarını artırdı. Beyaz Saray’a, büyükelçiliklere ve konsolosluklara paçavralarını astılar. Anaokulu çağındaki çocukların sözde uzmanlar tarafından cinsiyet karmaşasına sürüklenmesi, anne babaları isyan noktasına getirdi. Bazı eyaletler tehlikenin farkında ve LGBT lobisinin faaliyetlerine karşı ailelerin beklentilerini karşılamak için yasal anlaşmalar yapıyor. Benzer önlemleri alan ülke sayısı her geçen gün artıyor. Ülkemizde LGBT lobisinin oluşturduğu tehlikenin önlenmesi konusunda hükümetin ve birçok siyasi partinin duyarlılığı bizlere umut veriyor. Ancak siyasetteki tüm bu hassas görüşmelerin artık önleyici tedbirlerle hayata geçirilmesi gerekiyor. Toplumun en temel ve doğal birimi olan ailenin korunmasını her kurum ve kuruluştan ve her şeyden önce Devletten talep etmek her bireyin en doğal hakkıdır. Ailemize ve çocuklarımıza yönelik bu hak ihlallerine ve yolsuzluk faaliyetlerine izin verilmemesi devletimizden ricamızdır. Bu doğrultuda ülkemizdeki LGBT örgütlerinin medya-akademi-iş dünyası-sanat-spor gibi tüm faaliyetlerine son verilmektedir.[1]Eğitim yoluyla uygulanan propaganda ve dayatmaların önlenmesi, geniş ailemizin sağlıklı geleceğinin hukuken güvence altına alınması ve aileyi destekleyecek tedbirlerin alınması devletimizden beklediğimiz eserlerdir. Zorla söylüyoruz. İnsanları hedef almıyoruz. Mücadelemizin ve itirazımızın muhatabı şahıslar değildir. Kavgamız LGBT propagandasını ve icraatını yürütenlerle, onları koruyan ve finanse eden yapılarladır. Özel hayatı halkın gözü önünde dağıtan LGBT lobisi, yatak odalarını sokağa taşırken asla sessiz kalmayacağız. Bu ülkenin her vatandaşı anayasal haklara sahiptir ve bu haklar devlet tarafından güvence altına alınmıştır. 85 milyonluk Büyük Türkiye Ailesi’nin her ferdi, milletimizin bir parçası ve kıymetlidir. 85 milyon üyesiyle büyük Türkiye ailesiyiz. Milletimizin birliğine ve değerlerine savaş açanlara karşı birlikte duracağız. Marjinalliğin normalleşmesine izin vermeyeceğiz. Küresel emperyalist lobilerin LGBT propagandası ve dayatması üzerinden yürüttüğü kültür terörüne izin vermeyeceğiz. Kararlılığımızı ifade etmek için bugün burada Atatürk Kültür Merkezi’nde toplandık. Bu sahnelerden ödül alırken, bilerek ya da bilmeyerek LGBT propagandasına alet olanlara bir mesaj göndermek istiyoruz. Sahneleri LGBT lobisine ve onun aygıtlarına bırakmayacağız. Toplumsal yapımızı zehirleyen akımları sokaklara, meydanlara taşımaya çalışan küresel emperyalizmin aygıtı LGBT derneklerine de bir mesajımız var. Meydanı size bırakmayacağız. İyi bilinmelidir ki; Kadını, erkeği, genci, çocuğu ve temelde aileyi hedef alan bu dayatma, tüm kirli faaliyetlerine rağmen hiçbir ahlaksızlığını ve suçunu silemeyecek. Dün gökkuşağımızı kim çaldıysa bugün insanlık onurumuzu çalamayacak… İzin vermeyeceğiz.
LGBT terörü küçük çocuğu kobay yaptı! 9 yaşında cinsiyet değiştirme kliniğine götürdüler.
Yoruma kapalı.