Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, depremin meydana geldiği 10 ildeki saha çalışmalarını yakından takip ediyor. Bu kapsamda Malatya’ya gelen kurum, tüm bakanlarla birlikte süreci enkazın bir yanında tutarak yürüttüğünü söyledi.
Bakan Kurum yaptığı açıklamada, “Devletimiz ilk andan itibaren tüm imkanlarıyla sahada. AFAD, Kızılay, jandarma ve emniyet birimlerimizle birlikte ilk andan itibaren vatandaşlarımızın yanındayız. yapılması gereken işler ve süreçler, illerde kurduğumuz bir koordinasyon eylemidir.” Vatandaşlarımızı bu süreçte geçici barınma sağlayacak çadırlarda, konteyner kurulumlarında, beslenme ihtiyaçlarını, binalarda ağırlıyoruz. sağlıklı olmaya karar verdiğimizi. Yemek hizmetlerini de koordineli bir şekilde vermeye çalışıyoruz. 10 ilde 13 milyon 500 vatandaşın depremden doğrudan etkilendiği tahmin ediliyor. Kurum, “Öte yandan Doğu’nun 10 ilimizi ve 13 milyon 500 bin vatandaşımızı etkileyen, dolaylı olarak depremden daha az etkileyen büyük bir yıkım elbette ama depremin etkisini her yerde hissediyoruz. Bu anlamda topyekun bir seferberlik ruhuyla Sayın Cumhurbaşkanımız Afet Koordinasyon Merkezi’nde bu süreci takip ediyor, biz bakanlarımızla birlikte vatandaşlarımızın yanında bu boşlukları doldurmaya çalışıyoruz, dedi.
Yerleşim yerleriyle ilgili çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Bakan Kurum, “Öncelikle Gaziantep’i tamamladık. Gaziantep’te yeni yerleşimler için süreci tamamladık. Tabii bunu yaparken yerleşim yerlerinde fay mesafesi, toprak kalitesi, toprağın güvenlik seviyesi nedir, sıvılaşma var mı Mısır mı Zemin sağlam mı Şehrin büyüme yönü, şehrin ihtiyaçları, yerel ile şehrin kimliğini korumamız lazım. dinamikleri, şehrin kültürü, insanların bütün ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağı.Bütün bu öngörüler çerçevesinde Gaziantep’teki çalışmalarımızı tamamladık.Sonra Hatay’a gittik hem Antakya’ya gittik.hem İskenderun hem de diğer ilçeler bizim işimizi yaptık. işlemlerini yerinde tespit ederek gerçekleştiriyoruz.Ardından tüm ekiplerimizle Adıyaman’a gittik.Kahramanmaraş ve Adıyaman’da en çok arıza olan bölgeyi düzeltmek için çalıştık. Sen. “İşte burada kıskanıyorum. Tarım ve Orman Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. Bu süreçte sahip olduğumuz meralarda şehrin en önemli ihtiyacını giderecek büyüme vizyonuyla çalışmalarımızı yürütüyoruz. sağlıklı olduğu görülen ve tespit edilen ve bu anlamda ağaçlandırılan ancak bu anlamda ağaçlandırılmayan tüm arazilerde. Bu anlamda amacımız en güvenilir alanlarda yerleşimler kurmaktır.
Bunu 3 aşamaya ayıracağız. Bu etaplarda önce şehrin varoşlarındaki rezerv alanlara evlerimizi inşa edeceğiz, ardından şehir içinde çok önemli olan depremden etkilenen tüm şehirler için bir master plan yapacağız. Burada arazi etüdü ile sosyal ve kültürel ihtiyaçları olan bir master plan yapıyoruz. Bu master plan ile şehir merkezindeki yapılaşmalarımızı kentsel alanlardaki ihtiyaçları içerecek ve kısıtları da içerecek bir çalışma içerisinde gerçekleştireceğiz. Binaların altında mümkün olduğunca dükkan bulunmamalı ve binaların yan taraflarına dükkanlar yapılmalıdır. Fazla arsa 3 – 4 katı geçmiyorsa, zemin kat ve yüksek kat varsa bu imarlara ilişkin ise hükümler konulacaktır. Mart ayı başından itibaren 30 bin konutu ihale edip işletmeye alacağız. Mart ayında 10 ilimizde şantiyelerimiz başlayacak. Mart ayından itibaren depremde hasar gören 10 ilimizde binalarımız yükselmeye başlayacak. Hasar tespitlerinin tamamlanmasıyla birlikte nerede hasar varsa, hangi köyde, hangi ilçede, hasar varsa aynı anda adım adım inşaatlarımızı yapacağız. Bir yıl içinde söz verdiğimiz gibi evlerimizi vatandaşlarımıza teslim etmeye başlayacağız. Bundan sonraki süreci doğru yönetebilmek ve hızlı hareket edebilmek için şehrin dinamikleriyle ilgileniyoruz. İhtiyaçlarını, taleplerini ve işlerini dönüştürecek tüm fikirleri bu ihtiyaçlar doğrultusunda bünyemize dahil ediyoruz. Sivil toplum kuruluşları, sanayi ve belediyelerin görüşleri doğrultusunda bu planlamaları yapıyoruz. Umarız Malatya’da, Elazığ’da, İzmir’de olduğu gibi verdiğimiz sözleri tutmuşuzdur. Vatandaşlarımız evlerinde güvenle oturuyor. Evlerimiz zarar görmedi. Depreme dayanıklı evler, ışınlı temel üzerine tünel kalıp sistemi ile inşa ediliyor ve evlerimizi detaylı arazi etütleri yaparak, sıvılaşma olsun olmasın, toprak kalitesinin olduğu doğru alanlara yerleştirmeye çalışıyoruz. Yapım tekniği açısından ışınımlı temel üzerine tünel kalıp tekniği ile depreme dayanıklı bir sistemdir. Evlerimizi bu sistemle yapıyoruz. Vatandaşlarımızı da hasar tespitleri yapıldıktan sonra konutlara yerleştiriyoruz. Yine önemli bir detay da hasar tespit süreci, umarım Türkiye genelinde yüzde 40-45 seviyesine gelmişizdir. Bir hafta içinde düzelteceğiz. Hasar gören konut ve blokların hasar tespitlerini hatatespit.gov.tr adresinden vatandaşlarımıza bildiriyoruz. Vatandaşlarımız hafif hasarlı ve hasarsız binalara hasar tespiti tamamlandıktan sonra giriş yapabilecek. Orta hasarlı binalara takviye yapılmadan girilemez. Ağır hasarlı binalar yıkılması gereken yapılardır. Bu şekilde vatandaşlarımızı bilgilendiriyoruz. Taşınma sürecinde vatandaşlarımız gerekirse hasar tespit edilen binalara eşyalarını taşımak isterse kurduğumuz koordinasyon merkezlerinde vatandaşlarımızı bilgilendireceğiz. O binadan eşya alınıp alınmayacağına dair raporların ardından eşyalarınızı yanınızda getirmenizi istiyoruz. Ağır hasarlı binaların artçı şoklardan zarar görme riskini asla göz ardı edemeyiz ve etmemeliyiz. Nerede sağlam zemin varsa orada yerleşeceğiz. Arazi yerleşime uygun olmalıdır. Burası tarım arazisi olmamalı. Tarım arazisine, sulak araziye, sulak araziye yerleşmemeliyiz. Dolayısıyla çalışmalarımızı bu anlayışla yürüteceğiz” dedi.
Yoruma kapalı.